Son Güncelleme:
İç kalite güvencesi sistemi, sırasıyla veri toplamak, bunu işlenmiş bilgiye dönüştürmek, bilgiyi değerlendirmek, karar alma eylemlerini yapmak ve iyileştirici önlemleri almak adımlarını içerir. Veri, olaylar hakkındaki ayrık ve nesnel gerçeklerdir; karar vermeye temel olacak yorum veya hüküm içermez (Teodorescu 2006[1]). Ancak bilgi ve işlenmiş bilgiye dönüşünce eyleme götürme potansiyeli olur (data->information->knowledge->action). Verinin bilgiye dönüşmesi için hesaplama, düzeltme, özetleme, bağlamı gözetme gibi değer katıcı adımlara ihtiyacı bulunmaktadır. İşlenmiş bilgi ise, ancak
- bilginin bilinen diğer durumlarla nasıl karşılaştırılabileceği,
- bilginin karara dönüşmesinin ne gibi sonuçlara yol açacağı,
- bu bilginin diğer bilgilerle ilişkisinin ne olduğu,
- diğer kişilerin bu bilgi hakkında ne düşündüğü
adımları sonucunda üretilebilecektir (Davenport ve Prusak 1998[2]). Gelişmiş yükseköğretim sistemlerinde kurumsal araştırma ofisi bu aşamaları üstlenmektedir. Unutmamak gerekir ki, çok veri mutlaka daha sağlıklı kararlara götürmez; bilakis önemli hususların arada kaybolmasına, bilgiye dönüşme aşamasının gecikmesine neden olur. Ham verinin depolanması, dolaştırılması da kendi başına kuruma yarar sağlamaz (Vardar 2022[3]).
İşlenmiş bilginin anlamlı mesajlara çevrilmesi ancak dikkatli bir değerlendirme, irdeleme, hedeflerle karşılaştırma, benzer kurumlarla kıyaslama çalışıldıktan sonra mümkündür. Bu çalışmalar bilinçli, uzman, konunun sahibi kişilerce yürülmelidir. Karar alma sürecinin planlanması sırasında bu “dikkatli bir değerlendirme, irdeleme, hedeflerle karşılaştırma, benzer kurumlarla kıyaslama” kimler tarafından, ne zaman, nasıl yapılacağı da ayrıntılı düşünülmelidir.
İç kalite güvencesi sistemini kabaca iki farklı ana adım olarak düşünebiliriz:
- adım: Sağlıklı, sistematik, anlamlı(alakalı) veri toplanması, bunun sürekliliği ve işe yarar bilgiye dönüştürülmesi
- adım: Elde edilen bilginin değerlendirilmesi ve iyileşme sağlanması
Birinci ve ikinci adım birbirine bağlı olmak zorundadır ve bu ilişkinin tüm akademik bünye tarafından net bilinmesi gerekir. Birinin eksik olması veya aralarındaki bağın zayıf olması kalite güvencesi sistemini işlevsiz kılacaktır.
Birinci adım için misyon ve politika ifadeleri lazımdır, performans göstergeleri lazımdır, programların tasarımı lazımdır, araştırma- topluma hizmet strateji ve hedefleri lazımdır.
İkinci adım için toplanan bilginin irdeleneceği ve eyleme dönüştürüleceği süreç ve mekanizmaların tanımlanması, işletilmesi, üniversite yaşamının rutin döngülerinden biri haline gelmesi gerekir.
Kalite güvencesi ile ilgili bir yasal düzenleme yapıldığı 2015 yılından beri üniversitelerimiz, az veya çok, veri toplama ile ilgili düzenlemelere daha fazla eğilmişlerdir. Daha önce var olmadığı için bunların yaratılması öncelik kazanmıştır. İkinci adım nasıl olsa üniversitenin karar verme mekanizmalarına bağlı olacağı için fazla irdelenmemiştir. Halbuki en mükemmel veri toplama sistemi bile, değerlendirilip önlem alma kararlılığına dönüşmediği sürece boştur, işlevsizdir. Karar verme süreç ve mekanizmasının işlenmiş bilgi temelinde sistematik mesai yapması kurgulanmış, çalışıyor ve bünyece benimsenmiş olmalıdır (Vardar 2022[4]).
Gelişme süreçlerini tamamlayamamış olan kurumların sıfırıncı diyebileceğimiz bir ön adıma daha ihtiyaçları olacaktır:
0.adım: Misyon ifadesi, politika ifadeleri, performans göstergeleri, etik davranış ve dürüstlük ilkeleri, kamuoyunu bilgilendirme ve hesap verebilirlik mekanizmaları, programların tasarımı, program çıktılarının izlenme yöntemleri, ölçme ve değerlendirmede kurumsal yaklaşım, öğrenci merkezli eğitim-öğretim anlayışı, araştırma- topluma hizmet- uluslararasılaşma strateji ve hedefleri, kuruma has yönetişim modeli ve paydaş katılımı süreç ve mekanizmaları ve diğer birinci adım için lazım olan altyapı çalışmalarının yapılması gerekecektir. Bu web sayfasındaki 2018-2021 arasındaki yazıların çoğu sıfırıncı adım için elle tutulur bir birikim yaratılması yönünde destek olmak üzere kaleme alınmıştır. Üniversitelerimizde bu çalışmaların bir anda yapılıp bitirilmesine imkan yoktur; yıllar içinde, bir yandan yıllık veri alma-değerlendirme- önlem alma döngüsü sürdürülürken, diğer yandan kalite güvencesinin üzerine oturduğu temelin geliştirilmesine gayret edilmelidir. Hatta şu dahi iddia edilebilir: Kalite Güvencesi uygulamalarının akademik sisteme müdahale olduğu ve gerçek anlamda bilgi üretme ve yayma işlevini iyileştirmeye yaramadığı savı çerçevesinde bile sıfırıncı adım çalışmalarının üniversiteye sağladığı kazanımlar yadsınamaz.
İç kalite güvencesi sistemi Planla-Uygula-Kontrol et-Önlem al (PUKÖ) döngüsü olarak da sunulabilir. Planla (ve Uygula) işlemi yukarıda 0.adım olarak kabul edilmiştir. Altyapının oluşturulması bir defalık (veya uzun aralıklarla yapılan) eylem olmaktadır. Uygulamanın plana uygun olması hemen olacak birşey değildir. Kontrol et (1.adım) – Önlem al(2.adım) döngüleri yıllar içinde uygulamanın plana, hedeflere uygun olmasını sağlayacak işlemlerdir. Dolayısı ile kurumun sağlıklı, sistematik veri toplamasını ve böylece oluşturulan bilgiyi değerlendirerek önlem almasını kurumsal yetenek haline getirebilmek fevkalade önemli olmaktadır. Diğer bir deyişle, kurumsal kararları ve adımları atarken veri ve bilginin etkin ölçümünün ve kullanımının benimsenmiş olması esastır.
Tabii, kaliteye yatırım yaparken hem süreç, hem de kültür boyutu unutulmamalıdır. Mekanik, algoritmalar eliyle veya küçük bir gruba ihale edilerek, geniş akademik kadrolara farkettirmeden ve böylece reaksiyon/ direnç oluşumunu en aza indirecek şekilde yürütülmesi değil, geniş akademik kadroları oyuna dahil ederek, katılımı yayarak, ortak eylemler olarak, kurum çıkarları ile kişisel menfaatlerin uyumunu gözeterek, kalite döngülerinin akademik yaşamın doğal parçası olduğunu hissettirerek ilerlenmesi önerilir. Bunun için genel doğruları kurum ortamına/ bağlamına uyarlamak görevi üst yönetime düşmektedir.
[1] Teodorescu, D. (2006)‚ ‘Institutional researchers as knowledge managers in universities: envisioning new roles for the IR profession’ Tertiary Education and Management 12: 75–88
[2] Davenport, T.H. ve Prusak, L. (1998). ‘Working Knowledge, How Organizations Manage What They Know’ Boston, MA: Harvard Business School Press.
[3] Vardar, Ö. (2022) ‘Üniversitelerin Öncelikli Sorumluluğu Olarak Kalite Güvencesi’; s.99, 20. Yılında Bologna Süreci, Avrupa Yükseköğretim Alanı ve Türkiye; Mete Kurtoğlu, Armağan Erdoğan, Mehmet Durman, editörler, Beykoz Üniversitesi Yayınları, İstanbul
[4] Vardar, Ö. (2022) Yükseköğretimde Kurumsal Akreditasyon, TED Yayınları, Ankara